30 Nisan 2013 Salı

Fotoğrafçı Olsaydım

       Yıllarca fotoğraf çekmeye bayılırdım. Küçük bi dijitalimiz vardı neyse onla bile güzel resimler çeker en iyisi için umut ederdim. Bende profesyonel makina almalıydım. Ama kendime söz vermiştim asla profla resim çekinip faceye atmayacağım sözümüde tuttum.
  Neyse fotoğraf makinamı aldım ilk aileydi çocuklardı dışardaki ağaç karşıda camiydi büssürü fistan çektim biraz foto. Ertesi gün koydum dolabıma haftalar geçti aylar geçti elime almıyorum sanki güllük gülistanlık heves bitti sanki fotoğraf çekmeyi falan sevmiyordum. Şöyle de bir yorum gelmişti arkadaşımdan: '' Ulan sanki dolap için almışsın makinayı'' Evet ya dolap için mi aldım arada çekmeceye koyalım. Barfi ve 49 Days'ta fotoğraf makinaları çekmecelerdeydi. İşin gırgırı tabi neyse çevremin tepkilerinden sonra az bir elime alayım dedim dim dim.. Ve aldım.

                             

Evde beyaz masa var beyaz sehpa var anlamadım neden tablet Pc. beyaz zemin gerekti ama ben tabletimi kullandım. Gitarlı kolye ucu küçük dostumdan hediyeydi. Küçük mandalcıkta öyle nedense ufak şeyleri kaybetmek gibi bir huyum yok :)




Böyle de tatlı nikah şekeri dağıtan insacıklar var sizi sevgiyle anıcam hep nikah şekerinin sahibi çifti.




Allah İle herşey Mümkün! En sevdiğim sözdür kalemi kağıda döktüğüm zaman ilk aklıma
gelen cümle. Tabi buzdolabına yapıştırdım :)




Takı kutumun içinde ki cüzdanımda ki tatlı çift. Mandal ayrıntısına dikkat I miss you korean dramam.



      


     Sonra dedim ki kendi kendime ben susayım artık fotoğraflarım konuşsun.   
                     
                                                      Ve  bir söz daha Kerimcim photography de asla olmayacağım.